Bir masaldan her çocuk beklenen çıkarımları yapamayabilir. Ama biraz destekle bunları yapmasını sağlayabiliriz.
Çocuk kitaplarının bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde bazı ebeveynler çocuklarına masal anlatırdı. En güzel masalları büyükanneler, büyükbabalar bilirdi. Çocuklar aynı masalları tekrar tekrar dinlemek ister, anlatıcının masalı kısa kesmek için bazı yerlerini atlamasına ise asla izin vermezlerdi.
Günümüzde masal okumak, gitgide anlatmanın yerini alıyor. Biraz şekil değiştirmiş olsa da, çocukların hiç bıkmadıkları, ana-babaların ise yatarken neyse de, gün içinde, o koşturmalarının arasında çok da gönüllü olmadıkları bir etkinlik olmaya devam ediyor… Şöyle bir çizgi film açılsa televizyonda ve çocuk kendi kendini oyalarken diğer işlere bakılabilse fena mı olur?
Bunun bir ihtiyaç olduğu yadsınamaz elbette. Bıraksan çocuk bütün gün onunla ilgilenmeni, oynamanı ister. Bu da fiilen imkânsızdır. Ne vakit, ne enerji yeter buna… Yine de çocuklara masal okumaya kaliteli zaman ayırmanın ne kadar önemli olabileceğini, bunun sadece onu oyalamaktan çok daha fazlası olduğunu -evet, aslında çok iyi biliyoruz ama- iyice bir içimize sindirmemiz gerek. Çocuğumuzla birlikte, masal okumaya kaliteli bir zaman ayırdığımızda, çocuğun o masaldan elde edeceği kazanımı artırabiliriz. Bir masaldan her çocuk beklenen çıkarımları yapamayabilir. Ama biraz destekle bunları yapmasını sağlayabiliriz. Biz buna “aktif okuma” diyoruz.
Masalların çocukların hayal gücünü geliştirdiği artık herkesçe bilinen bir sır haline geldi. Birçok masal kitabının resimli olması bunun önünde engel değil. Aksine, bu resimler çocukların zihninde masalın anlattıklarıyla ilgili düşünceleri tetiklemeyi sağlarken, boşlukların çocuk tarafından doldurulmasına da kapı açıyor. Bunu denemenin kolay ve eğlenceli yollarından biri, kitapta canlandırılmamış sahnelerden birini, çizerek canlandırmasını çocuğunuzdan istemek olabilir.
Bir çizgi filmle karşılaştırıldığında, masal dünyası daha yavaş akan, durup düşünmeye, sorular sormaya, kendi çıkarımlarını yapmaya elverişli bir ortam sunar. Bu yavaş akış, olayları, duygu ve düşünceleri kavramayı, ama daha önemlisi, kavradığını içselleştirmeyi mümkün kılar. Masalı okuyup geçmekle yetinmeyen çocuklar sorular sorar. Sormuyorsa, siz ona sorabilirsiniz… Ondan, okuduğunuz masalların kilit noktalarını, karar anlarını, öne çıkarılan değerleri, bize aktarılan duyguları kendi kelimeleriyle anlatmasını isteyebilirsiniz. Bunun ne denli geliştirici olacağı açık değil mi?
Sevgi, merhamet, yardımseverlik, cömertlik, verdiği sözü tutmak, kararlılık gibi değerlerle masallarda sık sık karşılaşırız. Bunları okuyup geçmek yerine üzerinde konuşmak, kelimelerin anlamının ötesine bakıp ardındaki hayat bilgisini çocuğun kavramasını sağlamak “aktif okuma”nın önemli parçalarından biri olabilir.
Kısacası, masalları, içindeki gizli hazineleri çocuğunuzla birlikte açığa çıkaracağınız gizemli bir mağara gibi görürseniz, o mağaranın kapısını açacağınız sihirli sözleri bulmakta hiç zorluk çekmeyeceğinizi de fark edeceksiniz. İnanın, elde edeceğiniz kazanımlar ayırdığınız zamana fazlasıyla değecek.
Cengiz Turhan