Nazar, bir vuruşta binlercesini paralar!
İçinde bulunduğumuz yıl, Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden Hovhannes Tumanyan’ın 150. doğum yıl dönümü. Sadece şair ve yazar olarak değil, eylem adamı kimliğiyle de öne çıkan Tumanyan’ı, daha önce Yaşamak İstiyorum isimli eseri ile İyi Kitap sayfalarına1 konuk etmiştik. Bu kez elimizde, Arden Yayınları tarafından yayımlanan bir halk masalı uyarlaması var: Aslan Yürekli Nazar.
Aslan Yürekli Nazar ya da orijinal adıyla Cesur Nazar, farklı toplumlar arasındaki ortak kültürel mirasa ve yaşayışa dair önemli bir örnek. Tumanyan’ın eserine, bir Ermeni halk masalını başlangıç olarak seçtiği biliniyor. Öte yandan bu masal, başka dillerde anlatılan bazı başka masallarla aynı kurguya sahip: Tembel ve korkak bir adam; onun bu hâlinden şikâyetçi olan karısı; korkak adamın, abartı ve yanlış yönlendirme ile insanların gözünde cesur bir kahramana dönüşmesi; şans ya da kurnazlık ile alt edilen düşmanlar; en sonunda gelen zenginlik ve mutluluk…
Kitabın sonuna eklenen bilgi notunda da bahsedildiği gibi Gürcü, Azeri, Çeçen, Avar, Tatar dillerinde ve Rusçada, masalın farklı versiyonları var. Bunların “Nazar Pehlivan”, “Ağa Nazar”, “Nezna”, “Cesur Nezna” gibi birbirine yakın isimler taşıması da dikkati çeken başka bir unsur. Coğrafi yakınlığın ötesinde, örneğin Grimm Kardeşlerin “Cesur Terzi” masalında da aynı anlatının başka bir versiyonu ile karşılaşmak şaşırtıcı. Anadolu’dan halk masallarına göz attığımızda ise neredeyse aynı kurguya sahip “Korkak Ali” masalı ile karşılaşırız.
Halk masallarının kökenlerine ve bu örnekte olduğu gibi, farklı dillerde aynı masalların varlığına açıklama getirmeye çalışan üç farklı görüş var: Hint-Avrupa dil ailesi ekseninde tüm masalların aynı mitolojik kökenden geldiğini öne süren tarih öncesi-mitolojik görüş; masalların tamamının Hindistan kökenli olduğuna ve buradan yayıldığına dair Hindoloji görüşü ve aynı kültür seviyesinde, benzer yaşayış ve gelenekleri olan toplumlarda benzer masalların birbirinden bağımsız oluştuğunu savunan antropolojik görüş.
Bu görüşlerden hangisi geçerli olursa olsun, bizim için önemli olan, dünyanın farklı köşelerinde farklı diller konuşan toplumların, ortak bir kültürel mirasın etrafında birleşebildiği gerçeği. Birbirini “düşman” gören toplumların, aslında birbirine ne kadar yakın olduğunu gözlemlemek şaşırtıcı olduğu kadar öğretici de.
Yaşadığı coğrafyadaki halkların barışı ve özgürlüğü için ömrünce uğraş veren Tumanyan’ın, pek çok Kafkas toplumunu ortak kesen bu masalı, kitabına dayanak seçmesi elbette rastlantı değil. Üstelik Tumanyan, sadece bu masalı değil, yirmiye yakın halk masalını derleyerek, bahsettiğimiz kültürel mirasın bugünlere taşınmasında önemli rol oynamıştır.
“Sümsük Nazar”
Emine Bora’nın eğlenceli çizimleriyle süslediği kitabımızın konusuna gelince; kahramanımız Nazar, korkak mı korkak bir adam. Üstelik tembel de… Çevresindekiler ona “Sümsük Nazar” diyorlar. Karısı da bu sümsükten çok şikâyetçi elbette.
O kadar ki masalın başında onu eve almayıp sokakta bırakacak kadar tepkili. Dışarıda gecelemek zorunda kalan Nazar, kendisini rahatsız eden birkaç sineği tek vuruşta öldürünce, maceranın fitili ateşlenir. Bu becerisini dünya âleme göstermek, cesaretini kanıtlamak isteyen Nazar, köy papazından kahramanlığını anlatan bir nişane ister. İşin eğlencesinde olan papaz, bir bez parçasına “Yenilmez kahraman aslan yürekli Nazar bir vuruşta binlercesini paralar” yazar ve kahramanımıza verir. Hayatındaki en önemli başarıyı papaza da onaylatmanın heyecanıyla köyünden kopup yollara düşen Nazar; okuyanın inandığı ve taşıyanı bir savaş kahramanına dönüştüren bez parçasının ve şansının yardımıyla pek çok badire atlatır. Sonunda da bir ülkeye kral olmayı başarır.
Anlatı, örneklerine sıkça rastladığımız “korkak kahraman” hikâyelerinden biri. Tezatlığa dayalı mizahi bir hikâye olan Aslan Yürekli Nazar, propagandanın kitleler üzerindeki etkisi üzerine bir metin olarak okunabilir. Toplumların kendilerini kurtaracak kahraman arayışıyla alay eden bir masal bu. Gördüklerine değil, bir bez parçasında yazana inanan insanların, bir sümsüğü baş tacı etmeleri de o günlerden bu yana çok şey değişmediğinin kanıtı adeta…
Başta Nazi iktidarı olmak üzere, dünya tarihi benzeri kara propaganda örnekleriyle dolu. Ekonomik ve sosyal sıkıntılar içindeki insanların, tek bir adamın kurtarıcılığına inanmaları günümüzün en acı gerçeklerinden biri hâlâ… Bu noktada Aslan Yürekli Nazar’ı okurken gülmek ve üzülmek arasında gidip geldiğimi itiraf etmeliyim. Kitabın sonunda da “Ne cesareti, ne aklı, ne yeteneği…
Bunlar boş şeyler… İnsanda ŞANS olması lazım, ŞANS! Şansın mı var, merak etme işin yürür!” diyerek dalgasını geçen Nazar’ı görüp, asıl sümsüğün Nazar mı yoksa ona inanan insanlar mı olduğunu sormadan edemiyorum.
http://www.iyikitap.net/index.php/2019/05/06/nazar-bir-vurusta-binlercesini-paralar/